İsviçre merkezli havacılık haber sitesi aeroTelegraph, Genel Yayın Yönetmeni Laura Frommberg imzasıyla Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat ile kapsamlı bir röportaj yayımladı. Bolat, 2033 yılına kadar 800 uçaklık dev bir filoya ulaşma hedefini yinelerken, tedarik zincirindeki küresel sorunların bu yolculuğu beklenenden daha zorlu hâle getirdiğini açık bir dille anlattı.
“2033 hedefimiz sürüyor ama 2026’da strateji güncellenecek”
Bolat, üretici firmalardaki teslimat gecikmeleri nedeniyle Türk Hava Yolları’nın 2026 ve 2027 için belirlediği filo büyüklüklerine ulaşmasının artık gerçekçi olmadığını belirtti.
Sorunun hem uçak hem motor üreticilerindeki global sıkıntılardan kaynaklandığını ifade eden Bolat, bu nedenle 2026’nın ilk çeyreğinde filo stratejisinin revize edileceğini söyledi.
Boeing 737 MAX siparişinde belirsizlik
Röportajın en dikkat çekici bölümlerinden biri, THY’nin hâlâ sonuçlandırmadığı Boeing 737 MAX siparişi oldu.
Bolat, tek motor seçeneği, pandemi sonrası motor üreticilerinin temkinli yaklaşımı ve devam eden Boeing görüşmeleri nedeniyle kararın planlanandan geç açıklanacağını belirtti.
Beklentilerini ise şöyle özetledi:
“Doğru uçakları doğru zamanda almamız gerekiyor. Boeing’in bize bu konuda tam destek vermesini bekliyoruz.”
Pratt & Whitney ve CFM ile süren motor müzakereleri
A320neo uçaklarında dünya genelinde yaşanan Pratt & Whitney sorunlarına rağmen THY’nin görüşmelerden memnun ayrıldığını söyleyen Bolat, yine de konunun orta vadede gündemde kalacağını vurguladı.
Aynı zamanda Boeing 737 MAX kararında belirleyici olan CFM görüşmelerinin kritik önem taşıdığını da aktardı.
A321XLR seçeneği masada
Bolat, THY’nin dar gövde uçak tercihlerinde Airbus seçeneğini de değerlendirdiğini açıkça ifade etti:
“Airbus A321 XLR’ı analiz ettik. Ekonomik ve operasyonel açıdan anlamlı bir fırsat çıkarsa değerlendirmeye açığız.”
Rolls-Royce ile motor bakım üssü: 2026’da temel atılıyor
Bolat, Mayıs 2025’te açıklanan Rolls-Royce ortaklığında kurulacak yeni motor bakım tesisine ilişkin takvimi de paylaştı:
- Mart 2026: İnşaat başlangıcı
- Mart 2027: Tesisin tamamlanması
- Eylül 2027: Test hücresi bitişi
- Ocak 2028: İlk motorun bakım için tesise giriş yapması
Bolat, tesisin Türkiye’nin havacılık sanayisi açısından stratejik değer taşıdığını vurguladı:
“Hedefimiz, Türkiye’de havacılık endüstrisinin öncüsü olmak.”
AJet: THY’nin düşük maliyetli kolu büyümeye devam ediyor
Röportajda AJet’in agresif büyüme hedefleri de öne çıktı:
- 2026 sonu: 107 uçak
- 2033 hedefi: 204 uçak
- 2025 itibarıyla: 33 ülkede 102 destinasyon
- 2036 hedefi: 59 ülkede 202 destinasyon
THY’nin koltuk ve kabin ürünlerinde yerlileşme hamleleri de hızlanmış durumda. TCI’ın geliştirdiği Milligram Seat, Royalux Business, Epianka Plus Economy ve 2028’de gelecek yerli eğlence sistemi Cornea projeleri, özellikle AJet tarafında maliyet avantajı sağlayacak.
“Pegasus ile rekabet odaklı değil, maliyet ve kalite odaklıyız”
Bolat, Pegasus ile rekabet sorusuna şu yanıtı verdi:
“Stratejimizi rakiplere göre değil, kendi verimlilik ve kalite hedeflerimize göre belirliyoruz. İstanbul Havalimanı’nın altyapısı sayesinde yaklaşık yüzde 30 maliyet avantajımız var.”
ABD ve Asya pazarında güçlü büyüme
Bolat’ın verdiği bilgiye göre:
- ABD pazarında 2025’te ilk kez 4 milyon yolcu barajı aşılacak.
- Orta vadede hedef, 5 milyon ABD’li yolcuya ulaşmak.
- Japonya başta olmak üzere Asya pazarında talep yükseliyor.
- Avrupa ise stratejik önemini koruyor.
Yeşil dönüşüm ve SAF entegrasyonu hızlanıyor
Bolat, THY’nin çevresel yükümlülüklerde avantajlı olduğu yönündeki iddialara katılmadığını söyledi ve ekledi:
- THY, CORSIA yükümlülüklerini tam olarak yerine getiriyor.
- Havayolu, dünyada en yüksek karbon offset yükümlülüğüne sahip üç şirketten biri.
- 2025 itibarıyla AB ve İngiltere çıkışlı uçuşlarda SAF kullanılıyor.
- 2026’dan itibaren Türkiye çıkışlı tüm uluslararası uçuşlarda SAF dönüşümü uygulanacak.
- THY, SAF maliyetlerini bilet fiyatlarına yansıtmıyor.
aeroTelegraph Genel Yayın Yönetmeni Laura Frommberg tarafından yapılan bu röportaj, Türk Hava Yolları’nın küresel tedarik sorunlarına rağmen uzun vadeli filo hedefinden vazgeçmediğini, ancak kısa vadeli planlarda rasyonel bir revizyon gerektiğini gösteriyor.
Bolat’ın ana mesajı ise net:
“Hedef değişmedi, ancak o hedefe giden yol yeniden şekillenecek.”