İnsansız hava araçları (İHA), yani yaygın bilinen adıyla dronelar, artık sadece keşif veya hobi amaçlı kullanılmıyor. Günümüzde savaş alanlarında kritik görevler üstlenen, afetlerde ise hayat kurtaran teknolojiler olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, geleceğin çatışmalarında ve kriz yönetimlerinde İHA’ların merkezî bir rol üstleneceğini belirtiyor.

Son yıllarda savaşlarda İHA’ların etkinliği açıkça görülüyor. Keşif, hedef tespiti ve nokta atışıyla saldırı kabiliyetine sahip dronelar, düşük maliyetleri ve esneklikleriyle geleneksel savaş yöntemlerini değiştiriyor. Askeri analistler, gelecekte sürü droneların eş zamanlı hareket ederek hava savunma sistemlerini aşabileceğini ve sahada “oyun değiştirici” bir unsur olacağını vurguluyor.

Ancak İHA teknolojisinin önemi sadece savaşlarla sınırlı değil. Deprem, sel veya yangın gibi afetlerde de İHA’lar, hızlı ve güvenli bilgi akışı sağlayarak kritik müdahalelerin önünü açıyor. Termal kameralarla donatılmış dronelar, enkaz altındaki insanları tespit edebiliyor; yangın bölgelerinde alevlerin ilerleyişini haritalandırıyor; sel felaketlerinde ise mahsur kalan insanların yerini bildirerek arama-kurtarma ekiplerine rehberlik ediyor.

Türkiye de bu alanda önemli adımlar atan ülkeler arasında yer alıyor. Yerli üretim İHA’lar hem güvenlik güçlerinin envanterinde hem de AFAD gibi kurumların kriz yönetiminde aktif olarak kullanılıyor.

Uzmanlara göre, önümüzdeki dönemde İHA’ların afet yönetim merkezleriyle entegre çalışması, yapay zekâ desteğiyle karar süreçlerine katkı sunması ve sürü teknolojisi sayesinde geniş alanlarda eş zamanlı görev alması bekleniyor.

Kısacası, gökyüzündeki bu sessiz yardımcılar, hem savaşlarda hem de afetlerde insanlığın kaderini belirleyecek kadar güçlü bir konuma doğru ilerliyor.