2050 yılına kadar türbülansların dünya genelinde üç katına çıkması bekleniyor. Özellikle Doğu Asya ve Kuzey Atlantik uçuş rotaları risk altında. Bilim insanları bu artışın iklim değişikliğiyle bağlantılı olduğunu belirtiyor.
Şiddetli türbülans olayları halihazırda yolcu ve mürettebat için ciddi sağlık riskleri oluştururken, havayolu şirketlerine de ek maliyetler yüklüyor. Türbülanslar, uçaklarda yıpranmayı artırıyor, uçuş sürelerini uzatıyor ve yakıt tüketimini artırarak karbon salımını yükseltiyor.
Çözüm arayışları sürüyor:
Yeni kanat teknolojileri: Avusturya merkezli bir şirket, uçak kanatlarına entegre edilen minik “kanatçıklarla” türbülansı %80’e kadar azaltabileceklerini söylüyor.
Yapay zeka ve makine öğrenimi, türbülansı önceden tahmin etmede umut vadediyor.
NASA, Çinli araştırmacılar ve Avrupa’daki bilim insanları yeni sensör ve Lidar sistemleri üzerinde çalışıyor.
Gerçek zamanlı veri paylaşımı sağlayan “Turbulence Aware” gibi sistemler de yaygınlaşıyor.
Ancak uzmanlar, tahminlerin halen sınırlı olduğunu ve daha fazla açık verilere ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Türbülansın doğası gereği karmaşık ve öngörülemez olması, mücadelenin uzun vadeli ve çok yönlü olmasını gerektiriyor.





