Turizmde bölgesel tanıtım atağını sürdüren Türkiye’de, Karadeniz’in ardından yeni odak noktasının Çukurova Bölgesi olabileceği değerlendiriliyor. Doğal güzellikleri, zengin gastronomisi, kültür ve inanç turizmi potansiyelinin yanı sıra gelişen termal tesis altyapısıyla dikkat çeken bölge, uluslararası tanıtımda öne çıkmaya hazırlanıyor.

Özellikle Mersin’de hayata geçirilen termal turizm konseptiyle Çukurova’nın, Türkiye’nin dört mevsim turizm hedefinde önemli bir rol üstlenebileceği belirtiliyor. Termal turizmin turist başına harcamayı iki katına çıkardığına dikkat çekilirken, bu alana yapılacak yatırımların turizmi 12 aya yayma açısından büyük önem taşıdığı vurgulanıyor.

Altyapı Gelişiyor, Ulaşım Kolaylaşıyor

Bölgedeki turizm hareketliliğini artıran önemli gelişmelerin başında 2024 yılında faaliyete geçen uluslararası havalimanı yer alıyor. Yeni havalimanı sayesinde bölgeye ulaşım kolaylaşırken, artan yolcu trafiğiyle birlikte kıyı şeridindeki turizm yatırımlarının da ivme kazandığı gözleniyor. Tarsus kıyılarında yapılan yeni tahsislerle birlikte, bölgenin bir turizm destinasyonu olarak yeniden yapılandığı ifade ediliyor.

320 kilometrelik sahil şeridine sahip olan Mersin, bu özelliğiyle Türkiye’nin en uzun kıyı hatlarından birine ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Cennet Cehennem Mağaraları ve St. Paul Kilisesi gibi tarihi ve inanç turizmi açısından önemli noktalarıyla da kültürel çeşitliliğe sahip.

Termal Turizmin Döviz Potansiyeli Yüksek

Türkiye, yer altı kaynakları bakımından Avrupa’da birinci, dünyada ise yedinci sırada yer alırken; termal turizmde tesisleşme anlamında henüz yeterli seviyeye ulaşılmış değil. Buna rağmen termal tesislerde kişi başı harcamanın, diğer turizm türlerine kıyasla neredeyse iki kat fazla olduğu kaydediliyor. Yan hizmetlerle birlikte bu tutar 2.000 dolara kadar çıkabiliyor. Uzmanlar, termal turizme sağlanacak pozitif ayrımcılığın, döviz gelirlerini artıracağı ve turizm gelirinin 12 aya yayılmasına katkı sunacağı görüşünde birleşiyor.

Gençlerin de Tercihi Haline Geliyor

Termal turizm, artık sadece yaşlı kitlelere hitap eden bir sağlık hizmeti olmaktan çıkıp, gençler tarafından da tercih edilen bir dinlenme ve arınma deneyimi haline geliyor. Cilt sağlığından sinir sistemi sorunlarına kadar geniş fayda alanı sunan termal kaynaklar, artan talep doğrultusunda sağlık turizminin önemli bir parçası olma yolunda ilerliyor. Özellikle Avrupa ve Rusya’dan gelen ziyaretçilerin bu alana ilgisi artış gösteriyor.

2025’te Turizmde Yeni Rekor Beklentisi

2024 yılının ilk çeyreğinde 8,9 milyon ziyaretçiye ulaşan Türkiye turizmi, yılı 62 milyar dolar gelirle kapattı. 2025 için belirlenen 64 milyar dolarlık hedefe ulaşmanın mümkün olduğu ifade edilirken, özellikle erken rezervasyon taleplerinin arttığına dikkat çekiliyor. Sahil bölgelerine Rusya’dan yoğun ilgi olduğu, Avrupa’dan gelen taleplerin de euro kurundaki artışla birlikte yeniden hız kazandığı gözlemleniyor.

Yeni dönemde fiyat politikalarının daha dengeli tutulmasıyla, artan rekabet ortamında doluluk oranlarının ve toplam cironun yükselebileceği öngörülüyor. Ancak sektör temsilcileri, bu yıl kârlılık açısından temkinli olunması gerektiği görüşünde birleşiyor.