ABD’nin Çin’e yönelik ticaret baskısını artıran yeni açıklamalarına Pekin’den sert bir yanıt geldi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun, ABD ile Avustralya arasında imzalanan kritik madenler anlaşmasına ve ABD Başkanı Donald Trump’ın uçak parçaları uyarısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Guo, Pekin’in küresel tedarik zincirlerindeki rolünü savunarak, “Küresel üretim ve tedarik zincirlerinin oluşumu, piyasa ve şirket tercihlerinin bir sonucudur. Kaynak zengini ülkeler, sanayi ve tedarik zincirlerinin güvenliği ile istikrarını koruma konusunda aktif bir rol oynamalı ve normal ekonomik ile ticari iş birliğini sağlamalı,” dedi.
ABD’nin baskısı artıyor
Trump yönetimi, 1 Kasım’a kadar Çin ile ticaret anlaşmasına varılamaması halinde, Çin’den ithal edilen ürünlere yüzde 155’e varan ek gümrük vergisi getirmeyi planlıyor. Ayrıca Trump, Çin’e uçak ihracatının da kısıtlanabileceğini belirterek, Pekin’in “nadir toprak elementlerindeki hâkimiyetinin ABD için potansiyel bir tehdit oluşturduğunu” söylemişti.
Ancak Trump, Güney Kore’de düzenlenen zirvede Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile konuyu doğrudan görüşerek “çözüm arayabileceklerini” de dile getirdi.
Boeing-Çin hattında gerilim
ABD merkezli Boeing, bu yıl Çinli havayollarına 54 uçak teslim etti, ancak Mayıs ayında ticaret gerilimi nedeniyle teslimatlar durduruldu.
Çin havayolları şu anda çoğunluğu 737 MAX olmak üzere 180’den fazla Boeing uçağı işletiyor; ülke genelinde toplamda yaklaşık 1.850 Boeing, 2.100 Airbus ve 186 Comac uçağı aktif durumda.
ABD basınına göre, Trump’ın yeni ticaret tehditleri, yaklaşık 500 jetlik potansiyel Boeing siparişinin tehlikeye girmesine yol açabilir. Bu da Boeing için yalnızca milyarlarca dolarlık kayıp anlamına gelmekle kalmıyor, aynı zamanda ABD’nin havacılık sanayisinde Çin pazarına erişimini de riske atıyor.
Çin’in mesajı: “Ekonomik iş birliği engellenmemeli”
Pekin yönetimi, son haftalarda yaptığı açıklamalarda “ekonomik iş birliği ve adil rekabetin engellenmemesi gerektiği” vurgusunu öne çıkarıyor.
Guo Jiakun’un son açıklaması da bu çizgiyi koruyarak, Çin’in küresel tedarik zincirlerinde istikrarın “tek taraflı tehditlerle değil, karşılıklı güvenle sağlanabileceği” mesajını verdi.





