Virgin Atlantic ve British Airways’in üst düzey yöneticileri, sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) kullanımını artırmak ve 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedeflerine ulaşmak için hükümet, yakıt tedarikçileri ve havacılık sektörü arasında "radikal bir iş birliği" çağrısında bulundu. Bu çağrı, 2024 Sürdürülebilir Gökyüzü Dünya Zirvesi'nde yapılan bir tartışma oturumunda dile getirildi.
Zirvede Öne Çıkan Görüşler
Virgin Atlantic CEO'su Shai Weiss ve British Airways CEO'su Sean Doyle, Airbus’ın Sürdürülebilirlik Ofisi Başkanı Julie Kitcher ve Boeing’in Sürdürülebilirlik Sorumlusu Brian Moran ile birlikte zirvede konuşma yaptı. Bu liderler, havacılık sektöründe karbon emisyonlarını azaltmak için yapılan pozitif adımları ve sürdürülebilir teknolojilere yapılan yatırımları vurguladılar.
Hükümet ve Altyapının Rolü
Weiss ve Doyle, mevcut ilerlemelere ve İngiliz hükümetinin SAF kullanımına yönelik verdiği desteğe rağmen, dönüşüm sürecinin sadece uçak üreticileri ve hava yolu şirketlerinin sorumluluğunda olmadığını belirttiler. Bu hedeflere ulaşmak için hükümetlerin ve daha geniş sürdürülebilir yakıt altyapısının daha fazla çaba göstermesi gerektiğini savundular. Sadece havacılık sektörü değil, tüm ilgili tarafların bu dönüşüme katkıda bulunması gerektiğini ifade ettiler.
Sürdürülebilir Teknolojilere Yatırım
Panelde ayrıca, sürdürülebilir teknolojilere yapılan yatırımların önemi vurgulandı. Kitcher ve Moran, Airbus ve Boeing’in bu alandaki çalışmalarından ve sektördeki inovasyonlardan bahsettiler. Bu yatırımların, karbon emisyonlarını azaltmada kritik bir rol oynadığına dikkat çektiler. Ancak, Weiss ve Doyle, bu teknolojilerin etkili olabilmesi için hükümet desteğinin şart olduğunu yinelediler.
Ortak Hedef: Net Sıfır Emisyon
Havacılık sektörü, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmak için büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Bu süreçte, SAF gibi yenilikçi yakıtların kullanımı ve sürdürülebilir teknolojilere yapılan yatırımlar önemli bir rol oynuyor. Weiss ve Doyle, bu hedeflere ulaşmak için sektörler arası iş birliğinin ve hükümet desteğinin hayati önem taşıdığını belirtti.
