İspanya’dan Fransa’ya giden gazeteci Ertuğrul Özkök, Schengen bölgesi uçuşlar iç hat sayılmasına ve Schengen vizesi olmasına rağmen Türk vatandaşı olduğu gerekçesiyle dış hat sayıldığını yazdı.

Gazeteci Ertuğrul Özkök yayınladığı son köşe yazısında, İspanya’nın Barselona kentinden Fransa’nın Bordeaux kentine uçmak için gittiği Barselona Havalimanı'nda yaşadığı olayı anlattı.

“Iberia Havayolları ile Schengen bölgesinde bir başka ülkeye uçmak istiyorsanız, bu yazımı dikkatle okuyun.” uyarısında bulunan Özkök, Schengen vizesi olmasına rağmen Türk vatandaşı olması nedeniyle yürüyen bandın valizini kabul etmediğini ifade etti.

Schengen bölgesi içi uçuşların iç hat sayıldığı için pasaport kontrolü olmadığını ifade eden Özkök, bu durumun Türk vatandaşları için sona erdiğini her ülkeden geçişte dış hat muamelesi göreceklerini kaydetti.

Özkök’ün yazısı şu şekilde:

Bordeaux’ya gitmeden önce Barcelona’da yaşadığım bir olayı anlatacağım.

Bunu iki hafta önce cuma günü Barcelona Havalimanı’nda yaşadım.

Fransa’nın Bordeaux şehrine uçmak üzere Barcelona Havalimanı’na geldim.

O akşam Kavaklıdere Yönetim Kurulu Başkanı Ali Başman ve iki kızının davetine gidip, orada aldıkları iki bağı ziyaret edecektik.

Barcelona’ya gidecek T.C. vatandaşlarına önce şunu söyleyeyim.

Eğer buradan Iberia Havayolları ile Schengen bölgesinde bir başka ülkeye uçmak istiyorsanız, bu yazımı dikkatle okuyun.

(*) BİR: Bu havalimanının check-in bölümlerinde hiçbir görevli bulunmuyor.

Yani bütün check-in işlemlerinizi otomatik olarak kendiniz yapmanız gerekiyor.

Buna valizinizin üzerindeki barkodu yapıştırmak da dahil.

Valizinizin barkodlu kuşağını yapıştırıp kendiniz hareketli banda koyacaksınız

(*) İKİ: Bu işlemi yaptıktan sonra valizinizi, check-in bölmelerinin yanındaki yürüyen bandın üzerine yine kendiniz bırakıyor ve yapıştırdığınız barkodu yanda asılı duran optik okuyucuya okutuyorsunuz.

Buraya kadar normal.

Bu işlemi otomatik olarak yapmayı bilmiyorsanız, otomatik check-in makinalarının bir tanesinde bir görevli var size yardımcı oluyor.

Ama valizinizi yürüyüş bandı üzerine koyma faslına gelince, oradan sonra artık yapayalnızsınız.

T.C. pasaportunuz varsa yürüyen bant valizinizi kabul etmiyor

Benden önceki yolcular valizlerini koydular ve gönderdiler.

Ancak benden önceki bir İngiliz kadının valizi geçmedi. Bant hareket etmedi, valiz yerinde kaldı.

Birkaç kere denedi olmadı.

Geri çekilip sırayı bana verdi.

Ben de valizi koyup, kendi elimle yapıştırdığım barkodlu etiketi optik okuyucuya okutmak istedim.

Kırmızı bir çarpı işareti çıktı.

Birkaç kez denedim, yine aynı işaret.

Uçuş saati yaklaşıyor ve çevrede bir tek görevli yok

Bu arada uçağın kalkış saatine doğru dakikalar hızla ilerliyordu.

Etrafta bunu soracağım bir görevli yoktu.

Etrafa bakıp bir insan aramaya başladım ve tam karşı tarafta bir check-in bankosunun arkasında bir kadın görevli gördüm ve içgüdüsel bir yönelişle ona doğru yürümeye başladım.

Aynı anda İngiliz kadın da bana takıldı ve birlikte o görevliye gittik.

İçgüdüsel bir şekilde doğru yere gitmişiz.

İngiliz kadının sorunu fazla ağırlıktı ama benimki farklıydı

Önce İngiliz kadının pasaportunu aldı.

Meğer valizi 20 kilodan fazlaymış.

Ona bir ödeme yaptırdı.

Sonra benim pasaportumu aldı.

Valizim 17 kiloydu ve fazlalığı yoktu.

Meğer benim valizimi başka nedenle kabul etmemiş.

Pasaportumdaki Schengen vizesini okuttu.

Schengen'e girdim artık başka kontrol yok dönemi bitmiş

Normal olarak Schengen bölgesi içi uçuşlar iç hat sayıldığı için pasaport kontrolü olmuyordu bugüne kadar.

Galiba bu dönem kapanmış.

Beş havalimanında aletli yaklaşmalar durdurdu! Beş havalimanında aletli yaklaşmalar durdurdu!

Anlayacağınız, Türkiye’den gidiyormuşum gibi bir vize kontrolünden geçtim.

Bunu niye bu kadar uzun yazdım derseniz, şundan.

Biz Türkiye vatandaşları artık şunu kabul etmeliyiz

Vizemizi alıp Schengen bölgesine girsek de artık rahat yok.

Her ülkeden geçişte yine dış hat muamelesi göreceğiz.

6 milyon Suriyeli ve Afgan göçmen ile ülkemizdeki insan hakları konuları ve ekonomik krizin T.C. pasaportuna yaptığı kötülük işte bu.

Ve bunu kimse bana “Herkes bize düşman” demagojisiyle açıklamaya kalkmasın.