Aeroflot, Rusya’da İlk Kez Wet-Lease Uygulamasını Hayata Geçiriyor Aeroflot, Rusya’da İlk Kez Wet-Lease Uygulamasını Hayata Geçiriyor

Havaların soğumasıyla birlikte hava araçlarının kalkış ve iniş süreleri haliyle olumsuz yönde etkilenir. Birçok hava yolu yağışlar nedeniyle bazı meydanlara olan uçuşlarını iptal etmek durumunda kalırken, bazı uçuşlar ise gecikmeli olarak yapılır. Bu gecikmelere neden olan durumlardan biri pilotunuzun talebine bağlı olarak verilen de-icing ve anti-icing hizmetiyken, diğeri pist temizleme sonrası frenleme ölçümünün yapılmasıdır.

Havacılık sektöründe kış aylarında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri buzlanma ve donma olaylarıdır. Bu durum uçakların güvenliğini tehlikeye atabilir ve uçuş emniyetini olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle havayolu şirketleri de-icing ve anti-icing yöntemlerini kullanarak uçakları bu tür olumsuz etkilerden korumaya çalışırlar.

De-icing ve anti-icing terimleri genellikle birbirinin yerine kullanılsa da aslında farklı işlemleri ifade ederler. De-icing, uçağın üzerinde oluşan buz ve kar tabakasını temizlemek için yapılan işlemdir. Bu işlem genellikle uçağın kalkış öncesinde gerçekleştirilir ve uçağın yüzeyindeki buz ve kar tabakasının tamamen temizlenmesini sağlar.

Anti-icing ise uçağın üzerinde yeni buzlanmanın oluşmasını engellemek için yapılan işlemdir. Bu işlem genellikle de-icing işleminden sonra gerçekleştirilir ve uçağın yüzeyine özel bir sıvı püskürtülerek buzlanmanın önlenmesi sağlanır. Anti-icing işlemi sayesinde uçak, kalkıştan inişe kadar buzlanma ve donma riskiyle karşı karşıya kalmaz.

Bu nedenle havayolu şirketleri, de-icing ve anti-icing işlemlerini titizlikle yürütür ve uçakların güvenliğini en üst düzeyde tutmaya çalışırlar. Böylece kış aylarında oluşabilecek olumsuz hava koşullarına rağmen uçuş emniyeti sağlanmış olur.