Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, 23 yıllık dönemde altyapı ve üretim hamlelerinin önemine vurgu yaptı. Ekonomi ve teknoloji alanındaki yeni projelerin detaylarını paylaşan Kacır, ilerleyen dönemde Anadolu'da kurulan sanayilerle tersine göçün hız kazanacağını duyurdu.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, CNN Türk'te gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Yeni geliştirilen teşvik sistemi hakkında konuşan Bakan Kacır "Türkiye ve dünyanın önünde çok farklı bir yol var. Ülkelerin birbirine teknolojik bilgileri satmaktan imtina ettiği bir dönemdeyiz. Biz de Türkiye'yi böyle bir döneme hazırlamak için yeni bir teşvik sistemi inşa ettik. İki ana unsuru var: Biri teknolojik atılım, diğeri de kalkınmayı 81 ilde tüm bölgelerimizde yaygınlaştırmak. Yerel kalkınma programı da önemli bir bileşen. 81 ilimizde kalkınmayı hızlandırmayı amaçlıyoruz. Sanayileşme Anadolu'da daha da hızlanacak. Terörsüz Türkiye, 81 şehrimizde yatırımların hızlanması demek. Doğu illerinde daha güçlü harekete geçmesi demek yatırımların. Önümüzdeki 30 yıl boyunca Türkiye'nin küresel ulaştırmada edineceği konumu gibi Anadolu'yu baştan sona tarıyoruz. Sanayi bölgelerinin bir özelliği var: Bunlar mevcut sanayi bölgelerinin 100 misli büyüklüğünde. İçinde eğitim kurumlarının planladığı tüm sosyal donatıları ile Anadolu'da yeni bir sanayi aksı oluşturuyoruz. Kalkınma yolunun uzantısı olan bölgelerde çalışacağız. Sanayicilerimize büyük şehirlerimizde atıl makinelerini Anadolu şehirlerine taşımaları ve istihdam desteklerinden yararlanmaları gibi bir uygulama getirdik'' açıklamasında bulundu.

'Biz bakanlık olarak ödüyoruz'

İşçi ve işverenlere verilen istihdam destekleri hakkında Bakan Mehmet Fatih Kacır şu ifadeleri kullandı:

Bahsettiğimiz istihdam destekleri azımsanmayacak ölçüde. Biz özellikle sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi en geride olan şehirlerimizde 14 yıl boyunca yatırımcılara çalışanlarının sigorta işveren paylarını ödeme taahhüt veriyoruz. On yıl boyunca da yine çalışanlarının sigorta primi çalışan paylarını biz bakanlık olarak ödüyoruz. Dolayısıyla arzumuz hem tersine göçü hızlandırmak hem yerelde kalkınmayı güçlendirmek. Bunu başardığımızda işte topyekün kalkınmayı doğudan batıya, kuzeyden güneye hayata geçirmiş olacağız. Mardin'de 20'den fazla un tesisi, makarna tesisi var. Irak'a ciddi şekilde ihracat yapıyoruz. Ama istiyoruz ki diyelim burada noodle üretelim. Çok hızlı şekilde yükselen bir sektör. Yeter ki biz kamu ve özel sektör olarak aynı hedefte konumlanalım. Çok nitelikli bir insan kaynağımız var. Fizibilitelerimiz var, bunları yatırımcıların önüne koyuyoruz. Yeni nesil teknolojileri kullanarak yapacağınız bir yatırımınızda bu desteği alacaksınız. Dünyada bir ölçek yarışı da var. Bugünün dünyasında verimliliğin anahtarı dijital dönüşüm.

Fabrikalarda robot sayısı 5 katına çıkacak

Türkiye'de 2030 yılına gelindiğinde 200 bin robotun çalışacağını açıklayan Bakan Kacır şöyle konuştu:

2030'a geldiğimizde Türkiye'nin fabrikalarında çalışan robot sayısını 5 katına çıkaracağız. Biz üretimin ne kadar kıymetli olduğunun farkındayız. Türkiye'nin fabrikalarında 200 bin robot çalışacak. Bizim hedefimiz bu. Böylelikle önümüzdeki dönemde dijital dönüşümden, otomasyondan, yapay zekadan ve bu sayede elde edeceğimiz rekabet gücünden istifade edeceğiz. Türkiye, Çin'den sonra Avrupa'ya kadar uzanan bu geniş kuşağın en üretken ülkesidir. En üretken derken iki parametreye bakıyoruz: Bir, en fazla ürün çeşidine sahip ülkeyiz; iki, en fazla ülkeye ürünlerimizi ihraç eden ülkeyiz. Dolayısıyla aslında muazzam bir dinamizm var. Sanayimizin yapısal bir dönüşüme de ihtiyacı var çünkü küresel rekabet çok hızlı. Bir Çin gerçeği var. Dolayısıyla hem ülkenin tüm ekonomik potansiyelini harekete geçirmek hem de dijital dönüşüm ve yüksek teknoloji yarışında hızlanmak zorundayız. Türkiye'nin Avrupa Birliği perspektifi, Avrupa Birliği ile yürüttüğü ortaklıklar önümüzdeki dönemde daha da güçlenecek. Bunun yanında Türkiye, Amerika'nın da önemli bir ticaret ortağı ve Türk-Amerikan ilişkilerinde de önümüzdeki dönemde ekonomide, teknolojide yeni iş birliği adımlarını atılabileceğini değerlendiriyoruz. Öte yandan Asya ülkelerinin, özellikle Çin'in yatırımcıları için Türkiye en doğru adres. Türkiye'de yatırımlarını hızlandırabileceklerini ve Türkiye'nin sunduğu imkanlardan yararlanabileceklerini görüyorlar. Son dönemde attığımız enerji adımlarıyla Türkiye'nin kendi doğalgazını, petrolünü denizlerinden ve topraklarından çıkarması, Türkiye'de nükleer santralin yakında devreye girecek olması bütün bunlar, Türkiye'nin Türkiye Yüzyılı yolculuğunda sanayi ile ve küresel bir üretim merkezi ve Ar-Ge üssü olma kimliğiyle öne çıkacağını gösteriyor.