Berlin-Brandenburg Havalimanı (BER) projesi, yalnızca Almanya’da değil, küresel düzeyde de kamu altyapı projelerinde nasıl başarısız olunabileceğine dair ders niteliğinde örnekler sunuyor. Ulaştırma sistemleri üzerine uzun yıllardır araştırmalar yapan ve danışmanlık veren Dr. Klaus Radermacher’e göre, bu proje, iyi yönetilmeyen siyasi müdahaleler, profesyonel yetersizlik, ve hesap vermezliğin birleşimiyle büyük bir çöküşe dönüştü.
Yanlış Lokasyon Seçimi ve Göz Ardı Edilen Uyarılar
1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasının hemen ardından başlayan planlamalar, en başından itibaren tartışmalıydı. Brandenburg eyaletinin yaptığı mekânsal planlama değerlendirmesi, Schönefeld’in yedi aday arasında en uygunsuz yer olduğunu belirtmesine rağmen, siyasi irade bu uyarıyı göz ardı etti. Daha sonra yaşanan gürültü kirliliği ve açılan davalar sonucunda, 600 milyon Euro’luk ek gürültü yalıtımı harcaması, bu tercihin bedelini gözler önüne serdi.
Genel Yüklenici Eksikliği ve Parçalı Sözleşmeler
Projede yapılan en büyük hatalardan biri, inşaatın genel bir yüklenici firma yerine 50’den fazla alt yükleniciye bölünerek yürütülmesiydi. Bu durum planlama ile uygulama arasında ciddi kopukluklara yol açtı. Projenin mimari planlarını üstlenen şirket, bu karmaşık ihalelerle başa çıkamadı ve proje ortasında görevden alındı. Bu durum, sektörde “kendi kafasını kesmekle” eşdeğer olarak nitelendi.
Uzmanlık Dışı Siyasi Müdahaleler ve Yönetim Eksikliği
BER'in denetim kurulu üyeleri, büyük ölçekli inşaat tecrübesinden yoksun siyasi aktörlerden oluşuyordu. Teknik yeterliliği olmayan bu kadrolar, zamanla proje sürecinde hatalı değişikliklere ve kritik gecikmelere neden oldu. Uygun olmayan teknik kararların (örneğin sonradan eklenen üçüncü kat) yangın sistemlerinde sorunlara yol açtığı belirlendi.
Gerçeklerin Gizlenmesi ve Şeffaflık Eksikliği
Yapılan plan değişiklikleri, kablolama hataları, çatı sızıntıları ve elektrik sistemlerindeki arızalar, toplamda 120 binden fazla teknik kusura yol açtı. Buna rağmen açılış tarihleri defalarca revize edildi ve kamuoyuna gerçek bilgiler sunulmadı. Hatalı işlere imza atan bazı firmalarla gizli uzlaşmalara gidildi; sorumlulardan hiçbiri hesap vermedi.
Karşılaştırmalı Değerlendirme: Singapur ve Hong Kong Örnekleri
Dr. Radermacher, aynı dönemde tamamlanan Singapur Changi ve Hong Kong Havalimanı projelerinin başarıyla hayata geçirildiğine dikkat çekiyor. Özellikle Changi Havalimanı’nın hem zaman hem de maliyet yönetimi açısından örnek gösterilmesi, Almanya’daki başarısızlığı daha da belirgin kılıyor. Skytrax 2025 verilerine göre Changi, 13. kez dünyanın en iyi havalimanı seçilirken, BER ancak 58. sırada yer aldı.
5 Yıllık Plan 14 Yıla Çıktı, Maliyet 3 Katına Fırladı
İnşaatına 2006’da başlanan BER’in açılışı tam altı kez ertelendi ve ancak 31 Ekim 2020’de hizmete girebildi. Başlangıçta 2 milyar Euro olarak hesaplanan maliyet, 2020’de 6,5 milyar Euro’ya ulaştı. Faiz ve diğer sermaye giderleri de eklendiğinde toplam maliyetin 7 milyar Euro’yu aştığı hesaplanıyor. 2023’te işletme zararı ise 212 milyon Euro olarak açıklandı.
Sonuç: Kamu Projelerinde Ehliyet Sorunu
Dr. Radermacher’in analizine göre BER, sadece teknik bir başarısızlık değil, aynı zamanda sistemik bir yönetişim krizidir. Denetimsizlik, liyakatsizlik ve siyasi müdahale gibi unsurlar birleştiğinde, kamu kaynakları israf edilmekte ve halkın güveni zedelenmektedir.
BER’in hikâyesi, “Demokratik meşruiyet profesyonel yeterlilik demek değildir” sözünün en çarpıcı örneğidir. Dr. Radermacher, bu tecrübelerden ders çıkarılmaması ve bağımsız denetim raporlarının hala kamuya açıklanmaması nedeniyle, aynı hataların gelecekte başka projelerde tekrar edilmesinden endişe ediyor.





