12 Haziran 2025’te 260 kişinin hayatını kaybettiği Air India AI171 kazası, ticari havacılıkta kokpit video kayıt cihazlarının gerekliliğini yeniden gündeme taşıdı. Hindistan Uçak Kazası Soruşturma Bürosu’nun ön raporuna göre, Boeing 787 tipi uçağın yakıt kontrol anahtarları kalkıştan kısa bir süre sonra "kesme" konumuna getirildi ve bu durum motorların durmasına yol açtı.
Video Kaydı Tartışması
Ses kayıtlarında bir pilotun "Sen mi yaptın?" sorusuna "Hayır, yapmadım" cevabını vermesi üzerine, kazanın nedeni konusunda belirsizlik oluştu. Uzmanlara göre, kokpitteki bir video kaydı hangi pilotun hangi hareketi yaptığını açıkça gösterebilir ve soruşturmayı hızlandırabilirdi. NTSB ve bazı havacılık güvenliği uzmanları, bu tür vakalarda video görüntülerinin soruşturmalara önemli katkılar sunduğunu savunuyor.
IATA Genel Müdürü Willie Walsh ve bazı raporlar, videonun ses ve veri kayıtlarını tamamlayıcı nitelikte olabileceğini belirtiyor. Ayrıca, video kayıtlarının pilotların prosedürlere daha dikkatli uymasını sağlayabileceği görüşü de öne çıkıyor.
Pilotlar ve Sendikalar Endişeli
Öte yandan pilot sendikaları, kokpit içindeki sürekli gözetimin gizlilik ihlallerine yol açabileceğini savunuyor. Pilotlar, kişisel anların kaydedilmesi ve bu görüntülerin medyaya sızma ihtimalinden endişe duyuyor. Ayrıca, eldeki CVR (ses kaydı) ve FDR (uçuş verisi) sistemlerinin çoğu durumda yeterli olduğu belirtiliyor. Videoların yanlış yorumlanabileceği ve bağlamdan kopuk olabileceği de karşıt görüşler arasında yer alıyor.
Güvenlik mi, Mahremiyet mi?
AI171 kazası, özellikle kasıtlı eylem veya mekanik arıza ihtimallerinin ayırt edilmesi açısından video kayıtlarının önemini ortaya koyuyor. Ancak, bu teknolojinin uygulanması yüksek maliyet, veri güvenliği ve pilot gizliliği gibi zorlukları da beraberinde getiriyor. Uygulamanın başarılı olabilmesi için şifreleme, sınırlı erişim ve sendikalarla iş birliği gibi protokollerin geliştirilmesi öneriliyor.
AI171 vakası havacılık güvenliğinde kokpit video kayıt cihazlarının potansiyel faydasını gözler önüne sererken, bu sistemlerin zorunlu hale getirilip getirilmemesi konusunda tartışmaların süreceği anlaşılıyor.