ABD donanmasına ait P-8A Poseidon tipi keşif uçağı, Çin ile Tayvan arasındaki ihtilaflı Tayvan Boğazı'nda uluslararası hava sahasında bir uçuş gerçekleştirdi. ABD’nin bölgede artan gerilimler karşısında seyrüsefer özgürlüğünü savunduğu bu adım, stratejik bir mesaj olarak değerlendirildi.

ABD'den Açıklama

ABD Pasifik Filosu'nun 7. Filosu, keşif uçağının Tayvan Boğazı'ndaki uçuşuna dair yaptığı açıklamada, uçağın uluslararası hukuka uygun olarak sefer yaptığını vurguladı. Açıklamada, “ABD, Tayvan Boğazı’nda uluslararası hukuka uygun bir şekilde tüm ülkelerin seyrüsefer haklarını ve özgürlüklerini korumaktadır” ifadelerine yer verildi. ABD'nin özgür ve açık bir Hint-Pasifik bölgesine bağlılığının altını çizen yetkililer, ABD ordusunun uluslararası hukukun izin verdiği her yerde operasyonlarını sürdüreceğini belirtti.

Çin'den Tepki

Çin Halk Kurtuluş Ordusu Doğu Cephesi Komutanlığı ise ABD uçağının geçişini Çin savaş uçaklarının izlediğini bildirdi. Komutanlık, bu tür uçuşların bölgesel barışa zarar verdiğini ve Çin’in ulusal güvenliğine karşı bir tehdit oluşturduğunu savunarak, Tayvan Boğazı'nın kendi egemenlik alanları içinde olduğunu bir kez daha hatırlattı. Çin, Tayvan’ı kendi toprağı olarak görmeye devam ederken, boğaz üzerindeki egemenlik iddiasını sürdürüyor.

BMC Power’ın Ankara’daki fabrikasından Arifiye test merkezine ilk sevkiyat gerçekleştirildi BMC Power’ın Ankara’daki fabrikasından Arifiye test merkezine ilk sevkiyat gerçekleştirildi

Almanya’nın Boğaz Geçişi

ABD'nin Tayvan Boğazı'ndaki uçuşunun ardından, Almanya da bölgedeki askeri faaliyetlere dahil oldu. Alman donanmasına ait bir fırkateyn ve ikmal gemisi 13 Eylül’de boğazdan geçti. Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, bu geçişin uluslararası sularda en kısa ve güvenli rota olduğunu ifade etti. Ancak Çin Dışişleri Bakanlığı, Almanya'nın bu hareketine tepki gösterdi ve Tayvan Boğazı’nın Çin’in iç suları olduğunu belirterek, Almanya’dan Çin’in egemenliğine saygı duymasını istedi.

Bölgedeki Gerginlik Artıyor

Tayvan Boğazı'ndaki bu tür seyrüsefer faaliyetleri, uluslararası arenada gerginliği artırmaya devam ediyor. Hem ABD’nin hem de Avrupa ülkelerinin bölgedeki varlığı, Çin’in egemenlik iddialarına karşı yapılan adımlar olarak görülürken, Çin bu girişimlere sert tepkiler veriyor.