Kenya’da hafta başında meydana gelen Cessna Caravan kazası, ülkenin havacılık güvenliği standartlarını bir kez daha tartışmaya açtı. Olayda sekizi Macar, ikisi Alman ve biri Kenyalı pilot olmak üzere toplam 11 kişi yaşamını yitirdi.
Uçak, Mombasa Air Safari şirketine aitti ve Kenya’nın sahil bölgesindeki Diani Havalimanı’ndan kalkışının hemen ardından ormanlık bir alana düştü. Kwale bölgesinde meydana gelen kazada, kurtarma ekipleri yağış nedeniyle ulaşımın güçleştiğini ve bazı cesetlere henüz ulaşılamadığını bildirdi.
Yönetici ve ailesi kazada yaşamını yitirdi
Budapeşte merkezli Vasas SC spor kulübü, kazada yaşamını yitirenlerin arasında kulüp yönetim kurulu üyesi ve boks branşı başkanı Gyula Süllos ile ailesinin de bulunduğunu doğruladı. Kulüp açıklamasında, “Uzun yıllardır destekçimiz olan Gyula Süllos’u ve ailesini kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz.” ifadeleri yer aldı.
Pilot kuleyle iletişim kuramadı
Mombasa Air Safari yetkilileri, pilotun kalkıştan sonra kuleyle bağlantı kuramadığını ve hava trafik kontrolünün yaklaşık 30 dakika boyunca temasa geçmeye çalıştığını açıkladı. Bu durum, Kenya’daki bölgesel hava trafik kontrol altyapısının kapasitesi ve acil durum prosedürlerinin etkinliği konusunda soru işaretleri yarattı.
Kenya’nın sicili zayıf
Kenya Sivil Havacılık Dairesi Sekreteri Terry Mbaika, kazayla ilgili soruşturmanın 30 gün içinde tamamlanacağını ve “tam şeffaflık” sözü verdiklerini belirtti. Ancak Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından 2018 yılında yayımlanan son güvenlik denetim raporuna göre Kenya’nın kaza soruşturmalarındaki performansı küresel ortalamanın altında bulunmuştu.
Macar hükümeti iki aileyi doğruladı
Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto, sosyal medyada yaptığı açıklamada kazada iki Macar ailenin bulunduğunu, iki çocuğun hayatını kaybettiğini duyurdu.
Kazanın ardından gözler, Kenya’da yıllardır gündeme gelen bölgesel havacılık güvenliği, denetim mekanizmaları ve acil durum hazırlıkları konularına çevrildi.