Uçakla seyahat eden birçok yolcu, yemeklerin yerdeki kadar lezzetli gelmediğini fark etmiştir. Bunun nedeni aslında yemeğin kendisinden çok, gökyüzünde değişen duyularımızdır. Bilim insanlarına göre, uçak kabinindeki düşük hava basıncı, düşük nem oranı ve sürekli arka plan gürültüsü tat alma ve koku duyumuzu önemli ölçüde etkiliyor.
Normalde %40–50 civarında olan nem oranı, uçakta %12’ye kadar düşüyor. Bu durum, burun ve ağız içindeki mukozayı kurutarak koku alma duyusunu zayıflatıyor. Oysa tat duyusunun büyük bölümü, kokuyla doğrudan bağlantılı. Bunun sonucu olarak, özellikle tuzlu ve tatlı tatlara karşı hassasiyet azalıyor.
Ayrıca uçak kabinindeki basınç, yer seviyesinden yaklaşık 2.500 metre yükseklikteymişiz gibi bir ortam yaratıyor. Bu basınç farkı, tat alma duyularını köreltiyor. Yapılan araştırmalar, uçuş sırasında tatlı ve tuzlu tatlara karşı duyarlılığın %30’a kadar azaldığını gösteriyor. Buna karşın umami (örneğin domates, mantar veya et suyunda bulunan lezzet) daha güçlü algılanıyor. Bu nedenle birçok havayolu, menülerinde domates suyu veya bol baharatlı yiyeceklere yer veriyor.
Bir diğer etken ise uçaktaki arka plan gürültüsü. Jet motorlarının çıkardığı sürekli uğultu, beynin tat ve kokuya dair algılamalarını değiştirerek yemeğin daha “donuk” hissedilmesine yol açabiliyor.
Uzmanlar, uçakta yemeklerin daha lezzetli gelmesi için bol sıvı tüketmeyi, umami açısından zengin yiyecekler tercih etmeyi ve tat duyusunu güçlendirmek için baharatlı seçeneklere yönelmeyi öneriyor.
Kısacası, uçakta yemeklerin daha farklı tatmasının nedeni aşçılar değil, gökyüzünde değişen vücudumuzun duyusal dengesi.