Amerikalı uçak üreticisi Boeing, 737 serisinin olası halefi için motor üreticilerine bilgi talebi (RFI) göndererek yeni nesil kısa ve orta menzilli uçaklara yönelik çalışmalarını resmen başlattı. Ancak şirketin tercihi, rakibi Airbus’tan farklı bir yön izliyor: Boeing, geleneksel motor tasarımına sadık kalmayı planlıyor.
Airbus "Open Fan" seçeneğine açık
Avrupa merkezli Airbus, A320neo serisinin yerini alacak model için radikal tasarım seçeneklerini masada tutuyor. Airbus CEO’su Guillaume Faury, CFM International tarafından geliştirilen açık fan (Open Rotor) teknolojisini dışlamadıklarını ve tüm seçeneklerin dikkatlice değerlendirileceğini açıklamıştı. Airbus’ın nihai motor kararını 2027 yılına kadar vermesi bekleniyor.
Boeing temkinli ama hazırlıkta
Öte yandan Boeing, teknolojik sıçramalar yerine daha güvenli bir strateji izliyor. Aviation Week’in haberine göre şirket, Rolls-Royce, Pratt & Whitney ve General Electric-Safran ortaklığı olan CFM International’a, 30.000 libre itiş gücüne sahip, kapalı fanlı ve yüksek verimlilik sağlayabilecek motor konseptleri için çağrıda bulundu. Boeing'in hedefi, mevcut 737 MAX serisine kıyasla en az %20 yakıt verimliliği sağlayabilecek bir motor mimarisi geliştirmek.
"Henüz başlamaya hazır değiliz" mesajı
Boeing CEO’su Kelly Ortberg, yaptığı açıklamada şirketin henüz projeyi başlatacak bir aşamada olmadığını belirterek, “Yeni bir uçağa pazar hazır olduğunda hazır olmamız gerekiyor. Ama şu an odak noktamız üretim istikrarı ve finansal toparlanma” dedi. Ortberg'in bu açıklaması, Boeing’in yeni model planlarını kısa vadede devreye almayı düşünmediğini ortaya koyuyor.
Yeni motor, yeni uçak için ilk adım olabilir
Gönderilen teknik talep dokümanları, Boeing’in kısa ve orta menzilli uçak segmentindeki hakimiyetini sürdürebilmesi adına yeni bir motor platformuna ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Şirketin özellikle 737 MAX ailesiyle yaşadığı zorlu süreçlerin ardından, daha verimli ve güvenilir bir motor altyapısıyla pazarda güven tazeleme hedefi dikkat çekiyor.
Boeing’in klasik motor mimarisine bağlı kalması, sertifikasyon süreçlerinde yaşanacak zorlukları ve geliştirme risklerini azaltmayı amaçlarken, Airbus’ın daha yenilikçi ancak daha karmaşık bir teknolojiye yönelme olasılığı, sektörün önümüzdeki on yılda motor teknolojilerinde iki farklı stratejik yol izleyeceğine işaret ediyor.